İsimsiz, 2007
Karışık Teknik
50 x 40 cm

Koleksiyon: KKTC Kültür Dairesi (No. 291)



İsmet Tatar’ın “Ve Toprak” ve “Durgun An’lar” dizileri (2006-2013) 1

Metin: Esra Plümer Bardak, 2015
İngilizce’den çeviri: Mehmet Ratip

İsmet Tatar, özellikle suluboya çalışmalarıyla bilinen tanınmış bir ressamdır (Cumhuriyet Meclis Koleksiyonu No. CM-0100148). Yağlıboyaya alerjisi, Tatar’ın ortam seçimini kısıtlamış ve onu sanat kariyeri boyunca suluboya ve akrilik boya gibi su temelli boyalar ve son olarak da kâğıt, ev eşyaları, organik bitkiler, gazete küpürleri gibi alternatif malzemeler kullanmaya itmiştir. Öte yandan, son on yıl içerisinde ürettiği eserlerin konusu, onun sanat pratiğini çok daha geniş, disiplinlerarası bir yorum sahasına doğru genişletmiş, kullandığı malzemelerin sınırlarını yeni bir yaratıcılık biçimine dönüştürmesini sağlamıştır.

1947 yılında doğan Tatar, İnönü köyünde doğayla iç içe büyüdü. Burada, toprak ve ağaçlarla uğraşan büyüklerini gözlemleyerek, çok genç yaşta kırsal teknikleri öğrendi. Küçük yaşlardan gençliğinin ilk yıllarına kadar zeytin toplayan ahalinin bir parçası oldu. Tatar, daha sonraları Ağaç ve Kadın (2000), Kıbrıs Çeyiz Sandıkları (2001) ve Mucize Zeytin (2008) adlı kitaplarında kadınlığın, yaşamın ve doğurganlığın bir metaforuna dönüşecek olan ağaçlarla güçlü bir bağ kurdu (Cumhuriyet Meclis Koleksiyonu No. CM-0100149). Tatar’ın ilk eserlerinin çoğu, onun İnönü’deki çocukluğunu tasvir eder: “Söylediklerine göre çok küçük yaşta resim yapmaya başlamıştım. Ne mutlu zamanlardı onlar... Resimlerimin birçoğunda köy yaşamını ve İnönü’nün kadınlarını yansıttım.”2 Otuz yılı aşkın sanat kariyerinde, Tatar’ın eserleri sürekli evrim geçirerek değişik biçimler almış, sürekli yeni malzeme ve tekniklere başvuran sanat pratiği kadar çeşitli konulara eğilmiştir.

Tatar, 2000’li yılların başında, ağaçları daha yakından incelemeye koyuldu. Çeşitli ağaç dokularını gözlemleyip ilk toprak temalı sergisiyle “Toprağın Gizemli Dokusu” isimli dizide kayıt altına aldı. Tatar’ın doğaya olan ilgisi İnönü’deki çocukluk hatıralarına kadar uzanır. 1995 yangını ve bu yangının çevre üzerindeki etkisi ise, Tatar’ı Kıbrıs’ın coğrafi yapısıyla yeniden bir bağ kurmaya itti (Cumhuriyet Meclis Koleksiyonu No. CM-0100151). Tatar, yangından on yıl sonra, “Toprağın Gizemli Dokusu” dizisine referansla, yüzeylere yönelik ilgisini keşfedişini şöyle tarif eder: “Küçük ve büyük parçaları bir bütün oluşturmak amacıyla bir araya getirmeye çalışıyordum. Bir yapboz yapar gibi... Yerküre’nin yüzeyinin değişebilir olduğu hissini yansıtabileceğim bir fırsat yaratma niyetindeydim.”3

Böylece, Tatar’ın Dünya’nın yüzeybilimine yönelik uzun vadeli -kazısı- başlamış oldu. Başta ağaç gövdelerinin yüzeyine olan ilgisi, Tatar’ın toprağı yeniden keşfetmesiyle, süratle daha geniş bir sahaya doğru yöneldi. Tatar, Kıbrıs’ın tortul mikrokozmosu içerisinde yeni topolojileri ve yeryüzü şekillerini incelemeye başladı. Dünya yüzeyinin 9.251 kilometre karelik kısmı Ada’yı meydana getiriyor. Ada’daki bilinen en erken insan faaliyeti, M.Ö. 10. binyıla, Neolitik dönemden kalma Khirokitia köyüne uzanıyor. Neolitik devrimden ve tarımın yaygın gelişiminden bu yana doğal çevreyi değiştiren insan toplulukları son beş yüzyıl içerisinde yüzeybilimsel süreçlerin etkenlerinden biri haline geldiler.4 Tatar’ın araştırması, numuneler topladığı evinin arka bahçesinde, küçük ölçekte başlamış ve sınırları yavaşça mahalleye, oradan da daha büyük bir alana doğru genişlemişti. Sanatçının çalışması, zamanla daha geniş zeminlere ulaşarak çevre coğrafyayı kapsamış ve beraberinde toplumsal ve siyasal meselelerle yüzleşmeyi de getirmişti.

“Ve Toprak”

“Ve Toprak” (2006) adlı dizide Tatar, zemini ayağımızın altından çekip almakta ve havadan manzaraların baş döndürücü temsillerini yaratmaktadır. Bu manzaralar, yollar, tapular, planlama ruhsatları ve tarım gibi yerleşim sembolleriyle kesintiye uğrayan parsellenmiş arazilere ve saban izlerine gönderme yapar (Kültür Dairesi Koleksiyonu No. 290). Tatar, Kıbrıslı Türk ve Rum toplumlarının 1974’te yer değiştirmelerinin sebep olduğu mülkiyet sorunlarına doğrudan gönderme yaparak insanların doğal yeryüzü şekillerine yansıttıkları sosyo-politik sorunların etkilerini sorguluyor. Çoklukla buluntu malzemeden yapılan çalışmalar, yakın çevreden toplanmış doğal malzemelerle doldurulan, civar kafelerde veya evde kullanılmış çay poşetlerinden oluşuyor. Bu karışık ortam kolajları, kültürel birer nesne olarak, hem fiili hem mecazi anlamda bir zaman ve tarih anlatısını temsil ederler. Tatar, bilinçli bir şekilde, kazılarından topladığı ve seyircinin çözmesini beklediği bazı ipuçları sunar: “Kolajlarımda, öykünün anlatımı, çalışmalarımdaki alıntılarla oluşur.”5

“Belgeler” veya “Topoğrafyalar” başlıkları altında bu sergide yeniden gördüğümüz “Ve Toprak” dizisinin, bir taraftan yeryüzü şekillerini tasvir ve taklit eden, diğer taraftan daha küçük ölçekte de olsa aslında temsil edilenin ta kendisi olan belge ve numunelerden oluşması önemlidir. Tatar’ın mekân toplama ve yaratma süreci, uzun bir ihtilaf tarihini taşıyan topraktan alınmış doğal ve aynı derecede yaşlı kum numuneleri aracılığıyla geçmişi, şimdiki zamanı ve geleceği birbirine bağlıyor. Bu mekânlar, hakiki belgelerle tasdikleniyor ve çözüm bekleyen mülkiyet sorunlarına işaret ediyor. Öte yandan, değişim, onun eserlerinde içkin bir özelliktir; manzara dizileri, boş arazilere işaret eden ve sahiplenilme potansiyeline sahip yolların ve boşlukların belirmesiyle değişime uğruyor.

‘Durgun An’lar’

Tatar, 2008’de yaptığı bir söyleşide, çalışmalarının siyasi yönünden uzaklaşmaya başladığını, gerçekten de bazı defterleri kapatıp, dosyalayıp arşive kaldırdığını söylemişti. Aynı yıl, “Durgun An’lar” dizisi (Kültür Dairesi Koleksiyonu No. 331) ilk kez EMAA Mayıs sergileri “Sanat LefkoşA’da” konsepti kapsamında Saçaklı Ev’de sergilenmişti. Tatar bu eserlerini daha önce “Ve Toprak” dizisinde “sahiplik” penceresinden bakarak sorguladığı toprak konusundan uzaklaşmasına imkân tanıyan eserler olarak tarif etmişti: “Ciğerlerimizi derin bir nefesle doldurduğumuz dinginlik anı.”6

“Durgun An’lar”da, sosyo-politik göstergeler artık kullanılmasa da, toprak ortamı ve Dünya’nın yeryüzü şekilleri konusu bütünüyle terk edilmez. Kullanılmış çay poşetleri bu kez topraksız sunulur (Kültür Dairesi Koleksiyonu No. 292). Toprağın eksikliği, Dünya’nın bir zamanlar doğal olan yeryüzü şekillerinin insan yerleşimi için tahsis edilmiş mekânlara doluşturulduğu, parsellendiği ve dönüştürüldüğü topyekûn bir şehirleşme halini belirtmektedir. Tatar, 2013 yılına ait daha yakın tarihli çalışmalarında, numune toplamaya yönelik deneysel yaklaşımını sürdürür ve kâğıt yapma tekniğini kullanarak pratiğini daha da geliştirir:

Geçen yıl, ilk kez, yeşil ceviz kabuklarından kâğıt yapmayı denedim. Sonuç başarılı olunca, başka aile dostlarından da ceviz kabuğu topladım ve bunları daha sonra kullanmak üzere dondurdum. Ne zaman kâğıt yapmak istesem, bu kabukları dondurucudan çıkarıyor, 20 dakika boyunca küllü suda yavaşça kaynatıyor ve ortaya çıkan malzemeyi süzgeçten geçiriyorum. Bunun 5 ölçüsünü 1 ölçü manila keneviri ile karıştırıyorum ve sonra babutsa (mısır inciri) yaprağı ekleyerek kâğıt hamurunu hazırlıyorum. Bir gün sonra, karışımı, kâğıt yapma kalıpları kullanarak süzgeçten geçiriyor ve açık havada kuruması için kumaş üzerine yerleştiriyorum. Bu kâğıdın rengi, siyahtır.7

Tatar, el yapımı kâğıt gibi malzemelerin kullanımını ve buluntu nesnelerin düzenlenişini, spesifik karıştırma yolları ve tekniklere ilişkin ayrıntılı tarifler vererek, dikkatle kayıt altına aldığı bir dizi çalışma sayfası hazırlamıştı. Bu sayfalar hem ders sırasında, hem de dut gibi yerli bitkileri kullanarak, kâğıt üretme gibi ileriki araştırmalarda kullanılıyor.8 Lifin opaklık derecesi gibi ayrıntılı özellikleri ve malzemenin kâğıt yapımı tarihindeki yerini tarif eden çalışma sayfalarını hazırlamak için ayrıntılı notlara başvuruluyor. Giriş niteliğindeki bu kılavuzlar, organik malzemelerin, belli başlı özellikleri, toplandıktan sonra malzemeyle ne yapılması gerektiği, örneğin, liflerin bir gece önceden içinde bekletileceği, sonrasında da kaynatılacağı solüsyonlarla yapılacak işlemler, ve nihai durulama prosedürü dahil olmak üzere, doğal ortamlarından nasıl elde edilebileceğine ilişkin aşama aşama talimatlar veriyor. Bu mekanik, fakat aynı zamanda hassas süreç, kağıdın rengini ve kalitesini bozabilecek asit veya alkaliden kaçınmak amacıyla liflerin PH değerlerini okuma becerisini gerektiriyor. Tatar’ın başarılı kalıplama deneyleri için verdiği talimatlar ve önerdiği malzemeler örneklerle birlikte kayıt altına alınıyor ve ileride faydalanılmak üzere muhafaza ediliyor.

Tatar’ın bilimsel merakı sanatsal dışavurumla birleştirmesi, yeryüzü şekillerinin değişimi, insanların bu değişim üzerindeki etkisi ve insan faaliyetinin anlaşılması ve yönetilmesi konularına yönelik küresel bir ilgiyi yansıtan bir dizi yeni soru ortaya koyuyor. Sanatçının malzeme kullanımı ve bu malzemelerin sunduğu “sonsuz imkânlar ve geri dönüştürülebilirlik”, “Ve Toprak”ın düzenlenişi ile ortaya konan soruların iç içe geçmesini sağlıyor. Böylece, yerbilimsel zaman içerisinde değişimin sürekliliğine karşı yerleşimin geçiciliğini sınıyor ve bizi üzerinde yaşadığımız toprağın değerini görmeye ve yeniden düşünmeye davet ediyor. İsminin aksine, “Durgun An’lar” tamamıyla hareket halindeki bir durağanlığı belgeliyor. Dünyanın dönmesi, denizin durgunluğu, ormanın sessizliği gibi, toprak da sürekli bir değişim halindedir ve yıkıcı olabildiği kadar üretici de olabilen yaratma kapasitesiyle dinamik bir sistemdir.


(1.) Bu metin yazarın “Yüzeybilimler: Numuneler ve Yaratılan Mekan” isimli sergi kataloğunda yer alan alıntılardan oluşmaktadır. “Yüzeybilimler: Numuneler ve Yaratılan Mekan”, DAÜ-KAM ve EMAA ortak yayını, 2015.
(2.) Heidi Trautmann, Art and Creativity in North Cyprus [Kuzey Kıbrıs’ta Sanat ve Yaratıcılık] (EMAA, 2010) 183
(3.) İsmet Tatar, “The mysterious texture of Soil” [Toprağın gizemli dokusu], Oranj Art Gallery web sayfası (2008). Erişim: http://www.oranjartgallery.com/artists/ismettatar/paintings_2008.asp
(4.) Adrian Harvey, Introducing Geomorphology: A guide to landforms and processes [Yüzeybilime Giriş: Yeryüzü şekilleri ve süreçlerine dair bir kılavuz] (Edinburgh: Dunedin Academic Press, 2012) 108
(5.) İsmet Tatar; Heidi Trautmann, Art and Creativity in North Cyprus [Kuzey Kıbrıs’ta Sanat ve Yaratıcılık], 1. Cilt (2011) içinde, 185
(6.) İsmet Tatar, “Still Moments” [Dingin Anlar], Oranj Art Gallery web sayfası (2008). Erişim: http://www.oranjartgallery.com/artists/ismettatar/paintings_2008.asp
(7.) İsmet Tatar, “Making Paper from Plants” [Bitkilerden Kâğıt Yapmak], Oranj Art Gallery web sayfası (2011). Erişim: http://www.oranjartgallery.com/artists/ismettatar/artworks_2009_2011.asp
(8.) Sonrasında deneyleri ve bulguları çeşitli üniversitelerin atölye çalışmalarında Güzel Sanatlar öğrencilerine sunulmuş ve öğretilmişti. Doku yaratma teknikleri ve kabuk, patates, gazete gibi organik malzemeler kullanarak çeşitli toprak dokuları yaratma konusunda öğrencilere ders vermişti.

SANATÇIYA AİT DİĞER ESERLER

KKTC Cumhuriyet Meclisi

KKTC Kültür Dairesi